Piyasalarda benzeri “rutini bozan; risk bünyesini değiştiren” tüm önceki gelişmelerde görüldüğü üzere, pozisyonunu iyileştiren tek finansal varlık kategorisi olarak “Güvenli Liman” kümesi gündeme geldi. Yılın en düşük seviyesi 1810 dolardan; kritik destek seviyelerini aşarak, 1997 dolar seviyesine tırmanan altın’ ın yanısıra, gümüş fiyatlarının da 23 dolara ulaştığı izleniyor. Bu suretle, her iki değerli metalin yıllık yükselişleri, birbirine paralel olarak %25 seviyesine gelmiş bulunuyor.
Öte yandan, ABD piyasa faizlerinin onaltı yılın en yüksek seviyesine ulaşması ile güçlenen dolar’ ın, güvenli liman kategorisindeki altın sultasını kırdığı; yükselen dolar endeksi ve on yıllık hazine tahvilleri getirisinin %5’ lere ulaşan getiri rakamlarına bakıldığında açıkça görülüyor. Nitekim, altın fiyatlarının bir türlü 2000 doları aşamamış olması da Güçlü Dolar sendromunun bir sonucu olarak değerlendiriliyor. Üstelik, hafta içerisinde 28.19 lira seviyesini gören dolar artışı etkisiyle, içeride, “çift takla”( yükselen altın/zayıf TL. seyri ) hareketi görülüyor ve gram altın fiyatı 1791 liralık yeni rekora ulaşıyor. Gene, gerçek ve tüzel kişilere ait döviz mevduatlarında sadece son bir haftada 900 milyon dolarlık bir artış gerçekleştiği izleniyor. Önümüzdeki dönemde, Güçlü Dolar gerçeğinin devam edeceği ve altın başta olmak tüm finansal varlıkların, deyim yerindeyse, “doların baskı ve sopası altında kalacağı” öngörülüyor. Altın; güvenli liman tahtında artık yalnız değildir!
Beklenildiği üzere, sermaye piyasaları gidişattan olumsuz etkilenmiş, tüm borsalarda ibre aşağıya dönmüştür. Gelişmelere, saat dilimi dolayısıyla ilk tepki veren Asya Borsaları dahil olmak üzere, aşağı yönlü endeks hareketlerinin baskınlığını sürdürdüğü, ancak, “büyük çöküş” kademesine ulaşmayan hasarlarla işlemlere devam edildiği izlenmektedir. Haftalık bazda ortalama %7.5 düzeyinde değer kaybettiği görülen Borsa İstanbul’ un, kendisine özgü dinamikleri temelinde yoluna devam edeceği değerlendirilmektedir. Yüksek enflasyonun getirdiği/dikte ettiği ekonomik aktör davranışı paralelinde, “halka arz dopingi” ve “katılımcı patlaması” özgün kaldıraçlarına dayanan borsada, alınan hasarların sınırlı kalacağı anlaşılmaktadır. 8000 düzeyi etrafında seyreden borsamızda, sene başından bu yana halka arz edilen şirket sayısının kırkı aştığı; SPK tarafından onay alan daha fazlasının sırasını beklediği; toplamda 65 milyonu aşan halka arz katılımcısından 55 milyar lirayı aşan kaynak toplandığı; kayıtlı kişi sayısının 8.5 milyonu aştığı bir mekanizma ile yola devam edilmektedir. Ümidimiz; orta vadede, “kayıtlı/iştirakçi/oyuncu/tüyocu..” kimliklerinin; “Uzun Soluklu/Etik/Bilinçli/Bakiyeli Yatırımcı” profillerine evrilmesidir. Zira, “ Türkiye, sermaye piyasalarından yükselecektir”!
An itibarıyla, S&P 500 ve Nasdaq endeksleri temelinde borsaları geride bıraktığı hesaplanan Bitcoin üzerinden yapılacak kripto varlık performansı da, güçlü dolar sendromundan bağımsız olarak ele alınamaz ve yıl boyunca karşılaşılan direnç noktalarının tekrar yaşanacağı ihtimali gözden uzak kalamaz.
Jeo-politik gerginliğin yaşandığı bölgenin, “enerji (petrol-doğal gaz) havzası” olması da, daha önce yaşanmış riskleri gündeme getirmektedir. Sınırlı gelişimini sürdüren çatışmanın yayılma riski ile ilgili analizler gündemde olmakla birlikte, mesela, üç haneli rakamlara sıçratan bir etki ortaya çıkmamıştır. Ancak, küresel büyüme bakımından, ABD hariç, aşağıya yönlü revize edilmeye devam eden zayıf küresel büyüme beklentilerinin, normal şartlarda taşıyamayacağı seviyelere çıkıldığı ve 92.16 dolar seviyesinin test edildiği izlenmektedir. Yüksek petrol stokları ve ABD’ nin kaya gazı müdahalesi ile yukarı yönlü ivmenin önü kesilmektedir. Uluslararası taşımacılık ve ticarette henüz bir aksaklık ile mücbir sebeplerin yaşanmamış olması da gözden kaçırılmamalıdır. Kış döneminden önce sağlanacak bir ateşkes ve görece sakinleşme, enerji fiyatlarındaki yukarı yönlü beklenti ivmesine ket vurma etkisini ortaya çıkaracaktır.
Burada sorgulanması gereken; geçmişi uzun yıllara dayanan anlaşmazlık ve gerginliğin sıcak çatışmaya dönüşmesindeki dikkat çekici zamanlamadır. G20 Zirvesi’ nde, Çin’ in Tek Kuşak-Tek Yol Projesi’ ne alternatif/karşıt olarak, (İsrail-Ortadoğu eksenli) Baharat Yolu/Ticaret Koridoru girişiminin dünyaya açıklanmasından hemen sonra saldırı/çatışma durumu ortaya çıkmıştır. ABD patronajındaki bu yeni karşı girişimin, Avrupa Birliği başta olmak üzere tüm ortaklarının, ana katılımcılar arasında yer alan İsrail’e destek verdikleri izlenmektedir. Belki de, bir “Koridorlar Savaşı” nın ilk salvo ve adımlarına şahit olunmaktadır. Nitekim, tam da geçen hafta içerisinde Pekin’ de, Putin’ in katılımıyla, Tek Yol/Kuşak Projesi 10. Yıl Zirvesi’ nin gerçekleştirilmesi ve önümüzdeki yıllara ait kararlılık gösterisinde bulunulması boşuna değildir. Bilinen bir Çin deyişiyle; “dünyayı, ilginç zamanlar beklemektedir”!
(*) 12. Kalkınma Planı ve 2024 Merkezi Yönetim Bütçesi ile ilgili değerlendirmelerimizi, hafta içinde gerçekleştirilecek ilgili Meclis görüşmeleri sonrasına bıraktığımızı belirtmek isteriz.
Author: Lisa Wells
Last Updated: 1698515641
Views: 1598
Rating: 4.2 / 5 (58 voted)
Reviews: 81% of readers found this page helpful
Name: Lisa Wells
Birthday: 1996-12-28
Address: 99993 Villarreal Key, Stephenbury, DE 91700
Phone: +4621073515169094
Job: Tour Guide
Hobby: Puzzle Solving, Orienteering, Amateur Radio, Board Games, Motorcycling, Chess, Wildlife Photography
Introduction: My name is Lisa Wells, I am a vibrant, frank, proficient, multicolored, Precious, artistic, lively person who loves writing and wants to share my knowledge and understanding with you.